Bahçelievler Mah. Ressam Halim Sk. No: 7/34 BAKIRKÖY / İSTANBUL

YAYLADERE İLÇESİNE BAĞLI AŞURAN - BOĞAZKÖYÜN TARİHÇESİ

 

Aşuran’ın tarihçesi ve yıllar sonra yeniden yerleşim süreci

 

Bingöl’ün Yayladere (Xolxol) İlçesine bağlı olan Aşuran (Boğazköy) Köyü’nün kuruluşu tahmini 300-400 yıl eskiye dayandığı var sayıldığından kuruluş tarihine dair kesin bir kronolojik bulgu ya da belgeye rastlanamamaktadır.

Önceleri Maskani Herdif Köyünde yoğun olarak yaşayan ve Mezopotamya topraklarında binlerce yıl kardeşçe yaşadığımız kadim dostlarımız olan Ermeniler tarafından ‘yayla’ olarak kullanılan bu yer şimdiki ismini köyün ileri gelenlerinin söylemlerine göre kurucusu olan Aşur adındaki kurucusundan almıştır.

 

1945 yılına kadar bu günkü Gımek-Çatalkaya Köyüne bağlı bir mezra olan Aşuran’a, köyün ileri gelenlerinden olan Demir Aziz Bulut ve arkadaşlarının girişimleri ile köy statüsü kazandırılmıştır.

1961 yılında köy ilkokulu eğitim öğretime başlayıp 1987 yılında zorunlu göçlerden dolayı eğitim öğretime kapatılmıştır.

 

Aşuran Köyü dağlık bir coğrafyaya sahip olduğundan çok fazla tarım alanlarına sahip olamasa da köyün başlıca geçim kaynağı tarım ve hayvancılık idi.

Sıra sıra dağları, Dik vadileri, dereleri, yabani meyve çeşitliliği, mağaraları, soğuk suları, oldukça zengin bitki örtüsü, yabani hayvan çeşitliliği ve özellikle sonbahar aylarında bin bir türlü renge bürünen gür ormanları ve doğal güzellikleriyle bölgenin birçok özelliğini barındıran nadide köylerindendir.

Kısacası bütün renkleriyle Aşuran Mezopotamya’dır.

 

Aşuran köyü, 12 Eylül 1980 darbesiyle Türkiye’de meydana gelen şiddet ve asimilasyon politikalarının zirve yaptığı, insan hak ve özgürlüklerinin hiçe sayıldığı kandan ırmakların akıtıldığı karanlık bir sabahta, çocuk düşlerinin uçurtma ipi yerine postal bağcığına bağlandığı, korkulu günler görmeye başlamıştı artık.

 

Takvim yaprakları 1987’in sonbaharını gösterirken insanın dünyasını değiştirmesinden daha büyük bir acıyla göçler başlamıştı.

1989 Kasım ayında köy de kalan son ev de göç edince artık son yaprağı da düşmüştü bahçedeki yaşlı ceviz ağacının.

Artık sahipsiz ve virane bir köydü Aşuran.

Babasını yitirmiş bir çocuk misali yetim kalmıştı niceleri gibi.

O kadar hızlı bir gidiş olmuştu ki meyveler ağaçlarda, otlar samanlıklarda, hayvanlar ahırlarda ve gözler arkada bırakılarak gidilmişti sürgüne…

 

1989 yılından beri yerleşime kapalı olan Aşuran köyü’nün 1968’de Bingöl’de meydana gelen deprem sonrası yapılmış olan hasar tespit çalışmaları sonrasında evleri hasarlı bulunan 21 aileye afet konutu hakkı doğmuş olmasına rağmen,1989’daki zorunlu göçten sonra Yayladere’de zor şartlarda ikamet etmek zorunda kalan dört ailenin de yararlanabilmesi açısından afet konutlarını Yayladere merkezde yaptırmak isteyen dönemin köy muhtarı ve ileri gelenlerinden Sayın Hasan Bulut’un uzun yıllar süren ve en üst düzey bürokrasiye kadar vermiş olduğu büyük uğraşlarla her defasında etüt ve yapım aşamasına getirmiş ise de Yayladere’de ki yerel yönetimler ve özel idare müdürlüğünce yapımı için uygun yer tahsis edilemediğinden yapılamamıştı.

 

Yayladere ilçesinde 2010 yılına kadar yer tahsis edilememesi üzerine işlemlerin takibi ve mücadelenin devamı için sağlık şartları elverişli olmadığından Hasan Bulut tan bayrağı devir alan; Aşuran Sosyal Kültür ve dayanışma Derneği Başkanı ve iki dönem yürütmesinde görev aldığı Sılbus Doğa ve Kültür Festivali yürütme kurulu üyesi Yeminli Mali Müşavir Mehmet Ali Akgül’ün de afet konutlarının en azından ilçedeki konut ve konaklama sorununa katkıda bulunması açısından da önemini vurgulayıp Yayladere merkez de yaptırmaktaki ısrarları da sonuç vermeyince; mademki uygun yer tahsisi yapılamıyor o zaman kendi köyümüzü yeniden kurmuş olalım mantığıyla ortaya çıkan bir fikir üzerine afet konutlarının Aşuran’da yapımına karar verildi.

 

2010 yılında etüt çalışmaları yapılan Aşuran köy sınırları bünyesindeki Merga dırej denilen alanda STK temsilcileri ve çevre köylerden insanların iştirak ettiği temel atma töreniyle yapımına başlanan afet konutları Mehmet Ali Akgül’ün bizzat inşaatın başında durarak bölgedeki inşaata elverişli mevsimin kısa olmasına rağmen Karakoçan-Badranlı Müteahhit Sayın Özgen Demir’in de çabaları ile 2012 yılı sonunda konut hakkını kullanmak isteyen 12 hanenin evleri kabaca bitirildi. Devletin afet evlerinin yapımı için vermiş olduğu konut başı 33,000 liralık bedel bölgenin coğrafik şartları ve ulaşım güçlüğü nedeniyle çok düşük olduğundan evlerin yapımı bitene kadar her evin maliyeti 2012 yılı verilerine göre konut başı minimum 25.000 lira olarak düşünüldüğünde toplamda 300.000 lira olan maliyet farkının büyük kısmı Mehmet Ali Akgül tarafından karşılanmış olmasının yanı sıra yine bürokratik uğraşları sonucu Aşuran’a konut, elektrik, arıtma, altyapı ve çevre düzenlemesi için totalde 1.300.000 lira devlet kaynağının aktarılmasını da sağlamıştır…

Bu da afet konutlarını depremin yaşandığı tarihten tam 45 yıl sonra yapan bir devletin özür borcuna sayılmalıdır.

 

2014 yılının mayıs ayından itibaren kısmi olarak barınmaya müsait hale getirilmiş ve şu anda bir ailenin ikamet etmekte olduğu Aşuran Köyünün 25 yıl süren gurbet ve sürgünden sonra yeniden topraklarına ve dağlarına kavuşan Aşuranlıların ilk hanesi Eliy’e  Hesen’in büyük oğlu Arif  Akgül’dür.

Arif Akgül aynı zamanda da köyün muhtarıdır.

 

Ali Ekber Bulut